Yalnız Gezegen

welcome

Siz Buraya Daha Önce De Gelmiştiniz. Tabii Gelmiştiniz Ya... Tabii. Ben Gördüğüm Yüzü Asla Unutmam. Buraya Gelin De Elinizi Sıkayım! Bir Şey Söyleyeyim Mi? Sizin Yüzünüzü Bile Görmeden, Yürüyüşünüzden Tanıdım. Castle Rock'a Dönmek Için Bundan Daha Iyi Bir Gün Seçemezdiniz.

Yoda'nın Çorap Bağları


Sinemada toplam 3 kişiydik zaten. Ben, arkadaşım ve o. Güzelim film sinemaya cehennem sıcağında gelirse olacağı buydu. Aslında insanlar yazın sinemaya gitmeyi pek tercih etmiyorlardı ve bu akıl karı birşey değildi. Tahminimce sinemanın sıcak olacağını düşünüyorlardı. Ama şunu unutuyorlardı ki sinemalarda hiç bir evde olmayan klimalar vardı. Hatta bu klimalar dışarıdaki sıcağı düşünerek giydiğiniz sırtı açık bluzünüzün açık kısmına soğuk hava üflerse üşürdünüz, bu açıktı. İşte bu sıcakta sinemada hırkayla oturmaya sebep de buydu. Artık arkama yaslanmıştım. Birazdan o tanıdık müzikle filmin başlamasını bekliyordum. Film, Anakin Skywalker'ın henüz iyi olduğu dönemleri gösterecekti bize. Filmde ağlayanlar bile olduğunu duymuştum, komiğime gitmişti açıkcası. Ben de bakacaktım, ağlayacağımı sanmıyordum. İşte zihnim bu düşüncelerle meşguldü. "Hanımefendi.." Yıldız savaşlarında insanı ağlatan ne olabilir?" "Hanımefendiii?" Cılız ses omzumun üstünden seslenmeyi sürdürüyordu. Daha önce de belirttiğim üzere salonda zaten 3 kişiydik. Cılız sesin sahibi, arkadaşım ve ben. Salondaki tek bayan ben olduğuma göre adam bana sesleniyor olmalıydı. Adama döndüm. "Buyrun?" "Bu filmde bütün Jedi'ler ölüyormuş hanımefendi öyle mi?" Filmi henüz izlemediğime göre adam beni çok George Lucas görmüş olmalıydı. Herhalde basiretim bağlandı ve "Bilmiyorum" yerine "Öyle miymiş?" dedim. Adam heyecanla kafasını salladı. "Evet galiba hepsi ölüyormuş. Hepsi.." Son "hepsi"den sonra etki bırakmak için biraz bekledi. Tepkime baktı. Ne tepki verdim tam bilemiyorum. Galiba bu arada zihnim yıllar sonra bu yazıyı yazabilmek için adamın fiziksel görünüşünü kaydetmekle meşguldü. Adam 40ların sonunda, zayıf ve gözlüklü bir adamdı. İçimden Amerikada falan olsa onun sinemaya Darth Vader kılığında gidebilecek manyaklardan olabileceğini düşündüm. Belli etmedim. Oturdum filmi izledim ve ağlamadım. Bütün Jediler o filmde öldü mü? Yoda hariç evet. Neyse en azından Yoda kaldı, onu seviyoruz.

Biriyle konuşurken konuşmaların arasında uzun duraksamalar olunca bir roman karakteri olduğum hissine kapılıyorum. " "Nasılsın?" Geçtiği yolları düşündü. Nasıl olabilirdi ki? iyi değildi işte, iyi değildi. Mutlu gibi görünmeye çalıştı, ellerindeki yaralara son kez baktı. "İyiyim sen?" " O yüzden lütfen bir soru falan sorduğumda bana hemen cevap verin. Gerçekten "Nasılsın?" derken sadece nasıl olduğunuzu öğrenmek istiyorum, kastetmek istediğim derin manalar yok yani, bu kadar uzun düşünmeyin. Beni çok şüphelendiriyorsunuz. Geçen düşündüm mesela "Lan benim her yerim kitap kahramanı olsa ne olacak, ilginç bir şey yok ki hayatımda?" dedim. Evet kendime lan dedim ama burada üzerinde durulması gereken konu bu değildi. Her neyse sonra dedim ki "Bre manyak benim de hayatım sıkıcı falansa bilemiyorum yani.." Her neyse hayatım gerçekten sıkıcı değil. Hergün saçma sapan bir sürü olay yaşıyorum ben. Bu da pirelenmeme iyice yol açıyor. Bugün taksideydik mesela annemle eve dönüyoruz. Taksicinin radyosu açık ve siyasi bir program dinliyor. Adam seçimler hakkında konuşuyor. Dedi ki: "Bu seçim tam bir poker face seçim olacak gibi görünüyor." "Poker face seçim" ne lan?! :D Bak şimdi hiç durup dururken salaklık geldi beni buldu. İnsan gülmek istemese bile -ki niye gülmek istemeyeyim ben, gülerim yani- güldürüyorlar zorla. Zaten bu taksici radyosu başarısızlıkları (burada failleri olurdu aslında ama bu kadar da "özenti" gibi olmak istemedim. Başarısızlık diyince de salak gibi oldum, evet) bitmek bilmiyor hayatımda. Bundan çok yıllar önceydi. Baya yıllar önceydi. Annem de hatırlar bunu. Yine annemle taksiye binmiştik. Radyoda bir adam eski düğün geleneklerini falan anlatıyordu. Ya Fransa ya İngiltere. Böyle bir ülke hakkında anlatıyordu. "Ve kemancı gelinin çorap bağlarını burnuna sokmak zorundaydı." Adamın sesi aşırı dingindi, fonda güzel bir müzik vardı. Taksici hiç tepki vermedi. Annemle bir bakıştık ve kahkahalarla gülmeye başladık. Hala unutamadığım birşey bu. Eğer bu cümleyi siz de tepkisiz okursanız insanlık namına bana haber vermenizi istiyorum. Manyak olduğumu düşünceceğim. Aslında manyak olduğumu düşünürsem bu romana pek uymaz gibime geliyor. Bu daha çok bir televizyon programında görmek istediğimiz şeyler gurubuna girebilir. Televizyon programı? Tanrım bir Truman Show eksikti evet şüphelenmediğim! Hayatımın son zamanlardaki gidişatına bakınca Truman Show fikri daha akla yakın geldi aslında.. Murphy'ye sesleniyorum, tamam kötü gitme meselesini anladım da bir kaç yön güzel gitseydi be bebişim? Eğer hayatım bir Truman Show'sa ben öyle yapımcının taa aklına koyayım ayrıca. Neyse şükür Yoda ölmedi. Yoda'nın çorap bağlarını burnumuza sokabiliriz mesela.. Yoda ölmediyse, biz niye ölelim ki ya? Yaşamak güzel şey be! Vallahi bak..