Yalnız Gezegen

welcome

Siz Buraya Daha Önce De Gelmiştiniz. Tabii Gelmiştiniz Ya... Tabii. Ben Gördüğüm Yüzü Asla Unutmam. Buraya Gelin De Elinizi Sıkayım! Bir Şey Söyleyeyim Mi? Sizin Yüzünüzü Bile Görmeden, Yürüyüşünüzden Tanıdım. Castle Rock'a Dönmek Için Bundan Daha Iyi Bir Gün Seçemezdiniz.

Okulu asalım mı?


15 tatili de bitti sayılır artık. Tatilin bittiğine üzülsem mi yoksa okulun bir döneminin bittiğine sevinsem mi kararsızım. Hayatımda geçirdiğim en güzel tatillerden biriydi aslında. En kötü tatilim böyle olsun hatta. Keşke bitmeseydi. Züğürt tesellisi mi denmeli telkin mi bilmiyorum ama okulun ikinci dönemi de tatlı bir dönem aslında. Daha sıcak günlere rast geliyor. Bir de daha kısa sürüyor sanki? Ama insan içinde pır pır eden okulu asma isteğine son derece zor hakim oluyor. Özellikle cam kenarında oturuyorsa mesela. Hatta bu okula geldi geleli cam kenarında oturuyorsa.. Bak sevgili blog, bu okulu asma isteği öyle birşey ki camdan bakarsın böyle gecekonduları falan görürsün. Ama o gecekonduların üstünde parlayan güneş var ya.. Yüzüne vuran o hafif rüzgar var ya.. O gördüğün gecekondular sanki dünyanın en güzel manzarası gibi görünür. O an da genellikle geometri dersine denk gelir zaten. Sorunun cevabı açık seçik 40'tır, diğer insanların bunu bulmasını beklerken camdan bakmak mantıklı bir iştir. Neyse işte dersin ki şu an piknik yapmak vardı.. Hadi bakalım? Ne pikniği dersin içinden.. Ulan sen piknik sevmezsin ki? Tabi insanın aklına o an çimene otursan böcek möcek vardır orada? Dedim ya insanın aklına gelmiyor. Muhtemelen dışarıda olsan piknik falan yapmazsın zaten. Ama böyle güzel havalarda da aklına direk piknik gelir insanın. Dikkatin derse döner sonra. Cevap 40'mış evet. Yeni soruyu defterine çizerken üçgenin altını tamamlayıp çocuksu bir kır evi çizmek geçebilir aklından. Ama bunu yapmazsın. Efendi gibi bir üçgen çizersin. Bir de kenar ortay atarsın. Şurayı da 90 verirse muhteşem üçlü olacak dersin. Neresi muhteşem bilemezsin. Muhteşem olan hiç bir üçgen görmemişsindir bugüne değin. Muhteşem denilecek şey bu havadır! Na-muhteşem olansa (namuhteşem ne ya?) bu güzel havada bu üçgene bakmaktır. Yanıtın 60 olduğunu bulmaktır mesela. Yanıt 60sa bu da özel üçgendir ama bu senin zerre kadar umrunda değildir. Dışarı çıkamasan bile şu an soğuk bir taze sıkılmış portakal suyu iyi olurdu diye düşünürsün. Ama derste bir portakala en fazla bir pi sayısı kadar yakın olabilirsin. Tahtadaki biçimsiz dairedeki açı dilimini hesaplarken 3,14ler döner hayalinde ve sen içeride kalırsın. Zil çaldığında kendini bahçeye atabilirsen eğer şanslı sayılırsın hatta. Bahçeye çıkarsın, müdür yardımcınız bağırır mesela "Gömleklerinizi dışarıda görmeyeceğim" şeklinde. Pis pis bakmakla yetinirsin, gömleği katlar gibi yaparsın. Bazı sözümona esprili hocalar "Bağırsaklarınızı içeri sokun" derler örneğin. İğrenirsin. Pis pis bakmaya bile tenezzül etmezsin. Zaten dışarıda görmek istediğin şey gömleğin değildir, kendinsindir. Biraz dolaşırsan güneş omuzlarını yakar. Umursamazsın. Siyah gömlek giyinmişsen o gün siyah giyinmeyi düşünen aklına lanet edebilirsin. Ama siyah öyle bir hastalıktır ki onu mutlaka yine giyineceksindir. Evet kışın ortasında hatta şubatın başlarında bunu düşünürsün. Daha ikinci dönem başlamadan, daha havalar ısınmadan, daha okul başlamadan okuldan kaçmışsındır bile sen. En azından zihnen. Eğer cam kenarında oturuyorsan gecekondulara bakarsın. Yandaki ilkokulun bahçesinde salak salak koşan çocuğa bakarsın ve içinden dersin ki "Çocuğum manyak mısın git bi' piknik yap, ne bileyim bi' portakal suyu içsene!" 

0 yorum: