Yalnız Gezegen

welcome

Siz Buraya Daha Önce De Gelmiştiniz. Tabii Gelmiştiniz Ya... Tabii. Ben Gördüğüm Yüzü Asla Unutmam. Buraya Gelin De Elinizi Sıkayım! Bir Şey Söyleyeyim Mi? Sizin Yüzünüzü Bile Görmeden, Yürüyüşünüzden Tanıdım. Castle Rock'a Dönmek Için Bundan Daha Iyi Bir Gün Seçemezdiniz.

Beyin Fırlaması


Öncelik bu yazı için bana fikir veren Sercan'a ve süper bir olay anlatarak bu yazıya destek veren anneme teşekkürler:)

Sercan "beyin fırtınası" olayına sinir olduğunu söyleyince önce anlayamadım. İnsanların karşılıklı görüş alışverişleri yaptıkları herhangi sıradan bir olaydı. Sonra açıkladı. "Düşünmek zaten özel birşey, niye süslü bir isim veriyorlar ki" Aslında bunu ben de düşünmemiş değildim. Beyin fırtınası hep komiğime gitmişti. Hızlı hızlı elini kolunu kaldırarak denilen birşeyden birşey türetmek.. Çoğu da anlamsız şeyler türetmek. Sonra bu kelimelerden biri kafanda bir ampul yakacak ve işte bu diyeceksin öyle mi? Aslında başarıya ulaşan pek beyin fırtınası görmedim. Sanırım Sercan da görmemişti ki bundan rahatsızdı. Bu durumu anneme anlatırken annem bir anısını anlattı. Sahne Ankara'nın en ünlü ve büyük reklam şirketlerinden birinde geçiyor. Annemin reklamcı arkadaşı annemi Radyo Anadolu'nun reklamı için yapılacak bir beyin fırtınasına davet ediyor. Ve bir sürü insan masa başında başlıyorlar fırtınaya. Konuşmalar hızlı ve heyecanlı el kol hareketleriyle desteklenen şekilde. Çünkü yavaş konuşunca fırtına olmuyor:D Esinti oluyor.
-Mavi!
-Mavinin tonları!
-Deniz!
-Yelkenli!
-Yelkenliyi uçuran rüzgar!
-Dağdaki geyikler!
Ve evet Radyo Anadolu'nun reklam projesi için bu anlamsız kelimeler ortaya atılıyor. Cümle bile değil. Ayrıca Anadolu'da ne denizi, ne yelkenlisi lan:D Ve masadan ortaya hiçbirşey çıkmamış olarak kalkılıyor. Beyinler yorgun tabi, fırtına çıkmış ortamda. 
Aslında biz bu beyin fırtınası denilen nesneyi çağrışım oyunu olarak oynardık ve de eğlenceli birşeydi. Ama bu durum takım elbiseli koca adamlar tarafından bir masa başında komik hal alıyor. Ya da düşünün reklamcısınız ve Radyo Anadolu'nun reklamı yelkenli olmuş. Kendinizle gurur duyuyorsunuz ve yakınlarınıza anlatıyorsunuz: "Biz beyin fırtınası yapıyorduk işte, Erhan bey mavi dedi ben de mavinin tonları dedim oradan çıktı bu" Golü başkası attı ama asisti ben verdim. 

İşte böyle. Son sözüm odur ki bu yazıyı okuyan herkesi beyin fırtınasına davet ediyorum!

2 yorum:

The UnnaMeD dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
The UnnaMeD dedi ki...

Etiketi görünce heyecanlandım,okuyunca da hatırladım bu muhabbeti ve hala daha aynı görüşün savunucusuyum. :D Yine bu kafalara çıkıp bu etiketin içini dolduracak başka muhabbetler yapabilme fırsatları yakalayabilme dileklerimle... :D Bunun kısacası özlem olmakta... :)